geldi. Yüzü gülme ile utanç arasında bir haldeydi. Gelir gelmez. Önümde ki bardağı aldı, bir diklemede içti. Beni kucakladı. Ağladı biraz. Bende ağladım. Döndü Fatmayı kucakladı. Öptü. Kısık bir sesle. Çok tşk ederim. Çok tşk ederim. Çok tşk ederim kızım diyerek, bir zaman Fatmayı kucakladı, ağladı.. Bir baktım, Fatmada ağlıyordu. Üçümüzde bir süre ağladık.. Rakının gerisinide içtik. Hiç konuşmadan. Sadece bakışlarla konuşuyorduk.. Sonra kalkıp, yatmaya gittik. Öğlene yakın kalktığımızda Zeyno harika bir sabah kahvaltısı hazırlamıştı. Kahvaltıya kadar duş alın. Yola gideceksiniz. dedi. Çok neşeli ve yüzü gülüyor. Onu o şekilde görünce, bizde mutlu olduk.. Harika bir sabah kahvaltısı yaptık. Saat 12 gibi oradanda ayrıldık. Sakaryaya gitmek üzere. . 14 KASIM: Saat 12 gibi. Düzce den Sakarya ya hareket ettik. Dün geceyi konuşarak. Seyahat halindeyiz. Dün geceden memnun olmayan bir tek Cengiz var.. Surat asma oğlum. Gerekmeseydi siktirmezdim kadını sana.. Neden memnun olmadın anlamadım. Daha ne istiyorsun, değişik bir amcık daha siktin işte.. Doğum yapmamış amcık. Çocukları sezeryanla doğdu. Amcığı Fatma gibi dar. Onu sikmek için erkekler sıraya girer be oğlum. Kocasından sonra, ilk sen siktin kadını. Onun içinde, kolay olmadı dedim. Evet. Çok zorlandı gördüm. Bir zaman bana dokunamadı. Yatağa geldiği için utandı. Bir zaman hareket etmedi. Bir zaman ağladı. Baktım olmayacak. Ben, okşamaya, sevmeye ve soymaya başladım. Hiç tepki vermedi. Bir ara
